Efendi Samwise'ın Seçimi
Örümcek Shelob ile mücadelenin ortasında Sam, Frodo'nun örümceğin zehriyle hareketsiz yüzüstü yattığını görür. Efendisinin böylesine korkunç bir durumda olması Sam'i cesaret ve öfkeyle doldurur ve Shelob'u suçlar. Onu tek gözünden bıçaklamayı başarır. Karnını Sam'in üzerine kaldıran Shelob, hobbiti ezmeye hazırlanırken, bunun yerine kendini onun kılıcına saplar. Shelob acıyla titrer ve geri çekilir.
Sam Frodo'ya koşar ve Frodo'ya seslenir. Sam aniden Frodo'nun ölmüş olabileceğini fark ettiğinde, Yüzük'ü yok etme görevini artık kendisinin gerçekleştirmesi gerektiği düşüncesiyle sarsılır. Sam Yüzüğü alır ancak etrafını saran Ork seslerini duyar. Sam, Yüzük'ü takar ve sanki dünya değişmiş gibi hisseder. Yüzüğü takmanın bir sonucu olarak Sam, Ork dilini mükemmel bir şekilde anlayabilir. Orklar, Frodo'nun bedenini alır ve götürür.
Sam, gardiyanların konuşmasını dinleyerek arkadan takip eder. Shagrat adlı bir Ork, diğerine, Gorbag'a, Shelob'un yaralandığını söyler. Gorbag, herhangi bir yaratığın Shelob'a zarar vermesinden ve onun örümcek ağlarının kesilmesinden etkilenmiştir. Gorbag, Frodo'nun hayatta olup olmadığını merak eder, ancak Shagrat, Shelob'un sadece canlı et yediğini, bu nedenle Frodo'nun sersemlemesine rağmen hala yaşıyor olması gerektiğini söyler. Sam, Frodo'nun hayatta olduğunu duyunca çok şaşırır. Frodo'yu taşıyan Ork muhafızları kapıları arkalarından çarparlar. Yüzük hâlâ Sam'dedir, ancak arkadaşından ayrılmıştır.
Shelob, romandaki diğer kötü adamlardan farklıdır. Dev örümcek konuşma yeteneğinden ve rasyonel düşünceden yoksundur. O sadece aç karnını doyurmak ister; Sauron gibi dünya hakimiyetini umursamaz. Shelob, Yüzüklerin Efendisi'nde kötü bir dişi gücün ilk ve tek görünümüdür... Tolkien okuyucuları, eserlerinde ne kadar az kadının göründüğüne sık sık dikkat çekerler, bu nedenle Frodo'nun ölüme en yakın olduğu anın bir kadının elinen gelmesi dikkat çekicidir.
Roman şaşırtıcı bir şekilde şu ana kadar tüm romanın kahramanı ve Yüzük Taşıyıcısı olan Frodo'ya değil, daha çok Sam'e odaklanarak sona erer. Hizmetkâr artık bir yol arkadaşı değil, bir kahramandır. Gerçekten de, Sam'in bu bölümde verdiği kararlar, Frodo'dan daha hızlı düşünme yeteneğine ve cesarete işaret eder. Buradaki ahlaki ders açıktır: Sosyal konumu ne kadar önemsiz görünürse görünsün, herkes kahramanlık için içsel bir potansiyele sahip olabilir. Zorluk ve meydan okuma anında, en güçsüz insan bile dünyanın kurtarıcısı olarak ortaya çıkabilir...
İki Kule'nin son sayfaları bizi büyük bir merak içinde bırakarak Tolkien'in romanının üçüncü cildini okumak için acele etmemize neden oluyor. Sam'in Yüzük Taşıyıcısı rolünü üstlenip üstlenemediğini ve hobbitlerin tekrar bir araya gelip gelmeyeceğini öğrenmek istediğimizden, gerilim, bizi Kralın Dönüşü'ne doğru çekiyor.