Üç Kafadar
Gandalf, duyduğu bazı rahatsız edici haberleri araştırmak için Shire'dan ayrılmıştır. Frodo ise hemen olmasa da ayrılmaya hazırlanmaktadır. Büyücünün tavsiyesi üzerine Frodo, bilge Elrond'un evi olan Ayrıkvadi'ye doğru yola çıkmayı planlıyordur.
Çıkın Çıkmazı'ını, Bilbo'nun nahoş bir akrabası olan Lobelia Baggins'e satar. Sam ve diğer arkadaşları Peregrin Took ve Meriadoc Brandybuck'ın yardımıyla Frodo o sonbaharda eşyalarını toplar ve yola koyulur. Ayrılmadan hemen önce, her yıl yaptığı gibi, 22 Eylül'de Bilbo ile ortak doğum günü için küçük bir parti de verir.
Merry, başka bir arkadaşı olan Fredegar Bolger ile birlikte, Frodo'nun yeni evine, bir araba dolusu bavulla önden yola çıkar. Frodo, Sam ve Pippin yürüyerek gideceklerdir. Geceleri ormanda kamp kurmayı planlamaktadırlar. Ayrılmadan hemen önce Frodo, Sam'in yan evde yaşayan babası Ham Gamgee ile konuşan garip bir ses duyar. Ses, Bilbo Baggins'i sorar, ancak Ham Gamgee, Bay Baggins'in çoktan ayrıldığını söyler. Frodo, insanların çok meraklı olmaya başladığını düşünür ve mümkün olduğunca sessizce ayrılır.
İkinci gün, hobbitler arkalarındaki yolda toynak sesleri duyarlar. Frodo tuhaf bir saklanma arzusu duyar; Sam ve Pippin'i ağaçların arasına götürür. Binici, büyük, siyah bir atın üzerinde uzun bir figürdür. Siyah bir pelerin içindedir ve yüzü görülemez. Hobbitlerin saklandığı yerin yakınında durur ve bir koku almak için havayı koklar. Frodo yüzüğü parmağına takmak için ani bir istek duymuştur. Sonra, binici aniden tekrar yola çıkar. Bu Sam'in babasını sorgulayan Kara Süvaridir.
Hobbitler daha dikkatli hareket eder, sürekli toynakların sesini dinler. Gece çökerken bir atın yaklaştığını duyarlar. Bunun yine bir Kara Süvari olduğunu görürler; durur ve Frodo'ya yaklaşmaya başlar. Aniden Elflerin şarkı seslerini duyarlar, süvari atına biner ve uzaklaşır.
Elfler yaklaşır. İçlerinden Gildor, Frodo'yu selamlar. Pippin, Kara Süvariler'i sorduğunda, elfler aniden endişeli görünürler ve hobbitleri gece için korumaları altına alırlar. Elflerin tanıdığı ve dillerini biraz bilen Frodo, Gildor'a Kara Süvariler hakkında sorular sorar. Elfin tek söyleyeceği, Süvarilerin düşmanın hizmetkarları olduğu ve bu nedenle ne pahasına olursa olsun kaçınılması gerektiğidir.
Birçok destan gibi, Yüzüklerin Efendisi'de bir arayışın hikayesidir ve bu bölümde arayış başlamıştır. Hobbitler Shire'dan ayrılır. Ev ve yol arasındaki karşıtlık, romanın ana gerilimlerinden birini oluşturur. Shire; durağanlık, öngörülebilirlik ve ev konforu anlamına geliyorsa, yol; hareket, öngörülemezlik ve kırılganlık demektir. Roman boyunca, hobbitler, karşılaştıkları garip, tehlikeli veya hayranlık uyandıran manzaraların ortasında Shire'ı düşünürler.
Hobbitler, Shire'dan çıktıklarında, neredeyse anında yabancı unsurlara maruz kalırlar. Frodo'nun Hobbitköy'de karşılaştığı en kötü şey açgözlü Lobelia iken, yola çıktıklarında, o ve arkadaşları Kara Süvarilerin çok daha güçlü kötülüğüne maruz kalırlar. Kara Süvariler, örtülü figürleri, tıslayan sesleri ve korku uyandıran tavırlarıyla, kötülüğü adeta tasvir ederler. Aynı şekilde, Elfler, hafif sesleri, kahkahaları, ışıltıları ve bilgelikleri ile iyiliği temsil eder. Romanda daha sonra göreceğimiz gibi, Elfler, özellikle de Yüce Elfler, büyük bir güce sahiptir ve Sauron'un kötü gücüne karşı bir denge görevi görürler. Seslerinden yedikleri yemeğe kadar onlarla ilgili her şey saf olarak nitelendirilir. Genel olarak, romanda iyiyi ve kötüyü ayırt etmek nadiren zordur. Bu ayrımı karmaşıklaştıran tek büyük faktör yüzüktür. Yüzük en iyi niyetlileri bile yozlaştırma gücüne sahiptir. Frodo'nun, Süvariler yakındayken Yüzüğü parmağına takma konusundaki ezici arzusundan çıkarsama yapabileceğimiz gibi, Kara Süvarilerin Yüzük ile bir bağlantısı vardır.
Birçok eleştirmen, Tolkien'in iyi ve kötü kavramlarının, doğal dünya ile sanayileşme arasındaki çatışma olarak yorumladı. Sauron, yağmalayan orduları ve karanlık demirhaneleriyle, Tolkien'in çocukluğunun İngiliz kırsalını ele geçiren sanayileşme güçlerinden farklı değildir. İyinin yani doğallığın yerini alacak olan şeyin ilerlemeden çok düşüşü temsil etmesi bu açıdan şaşırtıcı değildir.